AKDENİZ Üniversitesi bünyesinde kurulan Çocuk Üniversitesi, 80 öğrenciye matematik problemlerine farklı yaklaşımlar ve fen okuryazarlığı alanlarında eğitim veriyor. Üniversiteye gelen ve sosyal hayattaki problem çözme yetenekleri gelişen çocuklar ise hiç devamsızlık yapmıyor.
Türkiye’de ilk defa Akdeniz Üniversitesi (AÜ) bünyesinde Prof. Dr. İsmail Tufan öncülüğünde 2016 yılında Tazelenme Üniversitesi kuruldu. 60 yaş üstü öğrencilere özel akademik eğitim verilen üniversitenin ardından AÜ’de yeni bir üniversite daha hayata geçirildi. Çocuklar için özel eğitim verilen Çocuk Üniversitesi’nde hafta sonları gelen öğrenciler eğitim fakültesi içerisindeki sınıflarda ders görüyor. Akdeniz Üniversitesi Eğitim Fakültesi içerisindeki sınıflarda verilen eğitimle problem çözme becerisi kazanan öğrenciler aynı zamanda fen okuryazarlığı alanında da gelişim kaydediyor.
AÜ Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hilmi Demirkaya, 2022 yılından bu yana çalışmaları süren çocuk üniversitesinin 2024 yılı ocak ayı itibarıyla pilot öğrencileri kabul ettiğini söyledi. Prof. Dr. Demirkaya, özel hazırlanan sınıflarda öğrencilerin keyifli vakit geçirirken aynı zamanda eğitim alacaklarını da söyledi. Prof. Demirkaya, AÜ Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan’ın Çocuk Üniversitesi projesiyle yakından ilgilendiğini ve destek verdiğini de sözlerine ekledi.
MATEMATİKSEL BECERİ DE KAZANDIRILIYOR
Çocuk Üniversitesi Eğitim Koordinatörü Öğretim Görevlisi Sevinç Turkut tarafından verilen eğitimlerde öğrenciler problem çözme becerileri kazanıyor. Çocuklara verilen problemlerin tek bir çözümünün olmadığını ve farklı şekillerde yaklaşılan yollarla farklı çözümlerin elde edilebileceği alışkanlığının kazandırıldığı Çocuk Üniversitesi’nde matematiksel beceri de kazandırılıyor. Turkut, öğrencilerin keyifli vakit geçirirken aynı zamanda hayata dair farklı düşünme becerisi de kazandığını söyledi. Turkut, “Fen okuryazarlığı da çok önemli derslerimizden. Orada da bilimsel süreç becerileri çalışıyorlar. Okuma ve anlama diye ayrı bir dersimiz daha var. Aslında temel prensibimiz okul çağındaki çocukların kampüse gelerek eğitim almasıdır” dedi.
‘AİLELERİN KATILIMI ÇOK ŞAŞIRTIYOR’
Çocukların gelişimsel olarak faydasına olacak üniversitenin tüm imkanlarının kullandırıldığını da kaydeden Turkut, öğrencilerin ölçme ve değerlendirme sınavının ardından kampüse kabul edildiğini belirtti. 80 öğrencinin aktif olarak derslere katıldığını da anlatan Turkut, “Normal gelişim özelliğindeki çocuklara çeşitli dersler veriliyor. Aile eğitimini de önemsiyoruz. Her ay bir aileye eğitim desteği veriyoruz. Uzmanlar ailelerle farklı konularda eğitim düzenliyor. Bazen aile katılımı olması için eve problem gönderiyoruz. Anne ve babalara sormalarını istiyoruz. Aileler çok katılımcı oluyor ve bu duruma çok şaşırdık. Ailelerden böyle bir katılım beklemiyordum. Çocuklar zaten hep şaşırtıyor” diye konuştu.
‘EVDE BİR KARAR ALIRKEN ÇOCUKLARA DANIŞIYORUZ’
Çocuk Üniversitesi’nde eğitim gören ilkokul 4’üncü sınıf öğrencisi Rüzgar ve 5’inci sınıf öğrencisi Derin Su Aktaş’ın annesi Cansu Aktaş, çocuklarının aldığı eğitimin günlük yaşantısına büyük katkı sağladığını söyledi. Bir sorunu aşamadıklarında Rüzgar ve Derin Su ile görüştüklerini kaydeden Cansu Aktaş, “Bakış açıları çok farklı. Bize de katkıları fazla. Çok mutluyuz. Evde bir karar alacağımız zaman çocuklara danışıyorum. Onlar da aralarında konuşup bize söylüyor. Derslerdeki başarıları da yükseldi” dedi.
‘GÜNLÜK HAYATIMIZA YANSIMALARINI GÖRÜYORUZ’
İlkokul 4’üncü sınıf öğrencisi Alp Bozkurt’un annesi Makbule Altınok Bozkurt da verilen eğitimin sağladığı faydaları anlattı. Çocukların erken yaşta üniversite ortamında olmasının mutluluk verdiğini belirten Bozkurt, “Burada var olan eğitim sistemimizden farklı teknik ve yöntemler söz konusu. Bunların günlük hayatımıza yansımalarını görüyoruz. Alp’in iş birliğine yatkınlığı arttı, problem çözme becerisi gelişti. Günlük yaşam problemlerini daha farklı şekilde çözdüğünü gözlemliyorum” diye konuştu.
ÇOCUKLAR HİÇ DEVAMSIZLIK YAPMIYOR
Eğitim Fakültesi içerisindeki sınıfta hem ders çalışıp hem de sosyalleşen öğrenciler de bulundukları ortamdan oldukça memnun. Hafta sonları geldikleri sınıfta problem çözen, satranç oynayan, çeşitli etkinliklerle öğrenme becerilerini geliştiren çocuklar devamsızlık konusunda da oldukça keskin sınırlara sahip. Hasta olmadıkları sürece devamsızlık yapmayan çocuklar, çoğu zaman evde ailelerine hafta sonunu sabırsızlıkla beklediklerini söylediklerini anlattı.
‘EĞLENCELİ VAKİT GEÇİRİYORUZ’
Alp Bozkurt, “Hasta olmadığım sürece gelmediğim olmadı. Burada hem eğlenceli vakit geçiriyoruz hem de bir şeyler öğreniyoruz. Çok zor problemleri evde annem ve babamla çözüyoruz ama çoğunlukla kendim çözüyorum” dedi.
‘BURADA HİÇ SIKILMIYORUM’
Okuldaki arkadaşlarına hafta sonu üniversiteye gideceğini söylediğinde arkadaşlarının şaşırdığını söyleyen Rüzgar Aktaş, “Burada hiç sıkılmıyorum. Gelmediğim gün de olmadı. Bir günlüğüne şehir dışında gitmiştim o gün gelemedim sadece. Burada problem çözerken hız değil ama farklı düşünmeyi amaçlıyoruz” diye konuştu. Rüzgar Aktaş’ın ablası Derin Su Aktaş da kardeşiyle birlikte problem tartışmaktan mutlu olduğunu söyledi. Aktaş, “Arkadaşlarım hafta sonu üniversiteye gideceğimi duyunca şaşırıyor. ‘Bu yaşta üniversiteye mi gidilir?’ diyorlar. Buradaki dersleri anlatıyorum ve onlar da gelmek istiyorlar” ifadelerini kullandı.